Halk El Sanatlarının Derlenmesi

Halk El Sanatlarının Derlenmesi, Araştırılması, Eğitim ve Pazarlamasında Halk Eğitimi Merkezlerinin Önemi ve Bir Uygulamanın Sonuçları

Halk El Sanatlarının Derlenmesi, Araştırılması, Eğitim ve Pazarlamasında Halk Eğitimi Merkezlerinin Önemi ve Bir Uygulamanın Sonuçları

Hilmi Dulkadir

GİRİŞ

Bilindiği üzere, Türk Milli Eğitimi’nin iki önemli çatısı vardır. Örğün ve Yaygın Eğitim...

Buğün Türkiye’de hemen bütün il ve ilçelerde teşkilatlanmış olan Halk Eğitimi Merkezleri, Yaygın Eğitime bağlı kurumlardır.

Bu kurumlarda yürütülen Sosyal-kültürel kurs ve uygulamalar ile mesleki eğitim, yörenin özelliklerine göre kurum yetkilileri tarafından belirlenir, planlanır ve uygulanır.

Kimi Halk Eğitimi Merkezlerinde Döner Sermaye İşletmesi kurulmuştur. Bu merkezler üretime esas eğitimi verirken ticari işlemler de yapmağa yetkili kılınmışlardır.

O halde Halk Eğitimi görevlileri –başta müdürleri- hizmet alanını tarihi, coğrafi, sosyal, kültürel yönden çok iyi tanımalı, özellikle halkın varolan atıl işgücünün en iyi nasıl değerlendirilebileceği hususunda çeşitli araştırmalar yapmalı, projeler hazırlamalıdır.

MERSİN HALK EĞİTİMİ’NDE BİR ÇALIŞMA

Bu tebliğin sahibi, Mersin Halk Eğitimi Merkezi Müdürüdür. 19 yıllık bir halk eğitimi hizmeti bulunmaktadır. Kendi yöresi ve yakın illerde derleme - araştırma çalışmaları yapmış, 4 kitap onlarca tebliğ sunmuş, yüzlerce makale yayınlamıştır. Bütün bu çalışmaları sürerken daha 1987 yılında İçel’in valisine bir doğal boya ünitesi kurmak burada boyanacak iplerle geleneksel el dokumalarını yaptırmak üzere bir proje sunmuş, kabul edilmesini sağlamış ancak Sn.Valinin tayini çıkınca yerine geçen konuyu önemsememiştir.

1996 yılına gelindiğinde girişimci, halk kültürünü önemsyen ve özellikle kırsal kesimin ekonomik durumunu iyileştirmek isteyen bir vali (Sn.Şenol Engin) İçel’e atanmış, kendileri ile buluşmamız da kısa sürede gerçekleşmiştir.

Sn. Valiye aynı mahiyette bir proje sunduk. Proje, İçel Yöresi Halk El Sanatlarının Derlenmesi, Üretimin Geliştirilmesi ve Pazarlanmasını öngörmekteydi. Vali bu projeyi dikkate aldı, daha büyük düşündü ve Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Taciser Onuk ve Onun arkadaşları Yrd. Doç. Dr. Feriha Akpınarlı, Yrd. Doç. Dr. Serpil Ortaç, Araştırma görevlisi Özlem Alp, Fotoğraf teknisyeni Ergun Ceren’in yer aldığı araştırma ekibinini uygun buldu ve bu ekibin hazırladığı projeyi uygulamaya koydu. Projenin araştırma grubuna dahil edildim ve sekreteryası da tarafıma verildi. Böylece oluşan bilimsel araştırma ekibi 1996 yılı Aralık ayında başladığı çalışmasını 1997’ ye kadar sürdürdü.

Çalışmalar İl Özel idaresine bağlı olarak başladı ancak uygulamada birtakım zorlukla karşılaşıldı ve giderilmesi için proje Mersin Halk Eğitimi Merkezi Döner Sermaye İşletmesi’ne devredildi..Bilim ekibi buradaki çalışmasını 1998 yılı Mayıs ayına kadar sürdürdü ve bilimsel verileri çeşitli yayınlarla ilgililere ulaştırdı.

Bilim ekibinin çalışmaları sürerken bir yandan da pazar arayışları devam etti.

BİR GİRİŞİM VE GETİRDİKLER

Mekikli Dokumalar:

Bilimsel ekibin de tesbit ettiği üzere İçel’de çul, çuval, kilim vb. yün ve kıl dokumaların yapıldığı ıstar tezğahları (kirkitli) ile pamuklulardan savan, iç ve dış giyim için kumaş dokumaların yapıldığı mekikli dokuma tezğahları çok sayıda mevcuttur.

O halde mevcut potansiyelin öncelikli olarak değerlendirilmesi gerekir. Nitekim, halkın yıllar öncesi dokuyup bir kenara bıraktığı kumaşlardan bir miktarı satınalınmış, ünlü tasarımcı, modacı ve hazır giyimcilere tanıtılmıştır.

Ünlü tasarımcı Cemil İpekçi İçel dokumalarını çok beğenmiş ve ayda 2000 m. kumaşı sadece kendisinin tüketebileceğini belirtmiş, bir başka girişimci vasıtasıyla sözleşme de imzalamıştır.

Bu esnada halkın elindeki mevcut tezğahlardan 80’i üretime geçmiş, çok eskilere ait bütün modeller birer birer yeniden dokunmaya başlamıştır.

Halkın elindeki tezğahlar 40 ila 60 cm. enli üretime imkan vermektedir. Nitekim Cemil İpekçi, dokunmakta olan 60 cm. enli kumaşlarla çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra 90 cm. enli kumaş üretimini istemiş, mevcut tezğahların yapısının 90 cm. enli kumaş üretecek biçimde tasarlanmasını önermiştir.

Pamuklu dokumalarda ve el tezğahlarında 90 cm. enli üretim oldukça zor bir uygulama gerektirmiştir. Yörede faaliyet gösteren BERDAN Tekstil A.Ş.’nin teknik ve üretim malzemesi desteğinin alınmasına rağmen ayda 2000 m. kumaş üretimi gerçekleşememiş, sözleşmeye taraf olanlar da bu durumdan istifadeyle sözleşmenin feshini istemişlerdir.

Böylece geleneksel el tezğahlarında yapılan yeniden üretim ve pazarlama denemesi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Kirkitli Dokumalar:

İçel’in Mut İlçesinde kirkitli dokumalar üzerine yapmış olduğum derlemeleri 1985 yılında Milli Eğitim Bakanlığı kitap olarak yayınlamıştı. Aslen Mutlu olan bir tekstilci bu kitaptan esinlenerek bizi buldu ve doğal boya üzerine çalışma yapmak istediğini belirtti.

Yürütmekte olduğumuz proje kapsamına doğal boya ünitesini de dahil ederek bu şahsa gerekli bütün imkanlar tanındı.

Küçük bir atölye olarak yöre bitkilerini denemekle başlanan çalışmalar şimdi ayda 500 kg. doğal boya yapacak seviyeye ulaştı. Atölyenin bulunduğu köy eski ve dokumasıyla ünlü bir yörük yerleşim alanıdır. Halkının hemen hepisi dokuma yapar ve oldukça başarılıdırlar. Burada doğal baya yapılırken bir yandan da köyün koyunculuktan elde ettiği yünü satınalınmakta, yine köylülerce eğirtilmekte, kelep, yumak yaptırılmakta ve dokutulmaktadır.

Doğal boya ünitesi ve kilim dokuma ve pazarlama çalışmalarında başarı yakalanmıştır. Nitekim bu bildirinin son şeklinin verildiği gün 2000 m2 kilm siparişi alınmıştır.

Mekikli Dokumalarda Pazar Arayışı:

Mekikli tezğahlarda dokunan 10.000 m. pamuklu dokumanın elde kalışı başta vali olmak üzere bizleri son derece üzmüş ve adeta panikletmiştir. Bu esnada kısa adı İÇEV olan İçel El Sanatları ve Eğitim Vakfı’nın kuruluş çalışmaları tamamlanmış Mersin Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü Dönersermaye İşletmesi'nde bulunan malzemeler Vakfa devredilmiştir. Vakfın ilk toplantısında oybirliği ile başkanlık görevi tarafıma tevdi edilmiştir.

Bu kez sorumluluk duygusu bir kat daha artmış ve çantayı ele alarak “piyasada neler talep görüyor”, incelemeye çıkılmıştır.

BEYMEN’den başlanan görüşme isteği İstanbul’da iki gün beklenilmesine rağmen gerçekleşememiştir. Bir başka zamanda VAKKO’ya gidilmiş ve Bay Vitali HAKKO ile görüşülmüş ve bir miktar kumaş satışı gerçekleşmiştir. VAKKO’da inceleme yaparken bir cins dokuma dikkatimizi çekmiş ve sipariş verildiği takdirde üretebileceğimiz dile getirilmiştir. Meğer bu ürün ithal imiş ve bir örneği tarafımızdan yapılıp Vakko’ya gönderildiğinde ithalat kesilerek binlercesini dokumak üzere vakfımıza ilk ciddi siparişin verilmesi gerçekleşmiştir.

VAKKO ile başlayan bu işbirliği giderek genişlemiş ve hemen her ay yeni bir üretim türü ile dokumalarımız artmıştır.

Şimdi mevcut 100 adet dokuma tezğahına ilave olarak 150 adet tezğah daha yapılmaktadır. Böylece 250 el tezğahı ayda 40 ton malzeme işlemek üzere organize olmuştur. Elbette bu kadar büyük bir kapasite son derece büyük bir önem arzetmektedir

Başlıca Sorunlar:

Buğün İçel’de 250 adet mekikli, 250 adet de kirkitli tezğah çalışmaktadır. Bir doğal boya ünitesi, el eğirmeci kadınlar, yöreden satınalınan yünler ve yine yöreye has renk, desen ve yanışlarla gerçek bir halk kültürü yaşamakta, yaşatılmaktadır. Bugüne gelişte yaşanan zorlukların bir bölümü burada dile getirilmiş ancak bir bölümü daha var ki malesef açıklanmamştır.

Karşılaştığımız zorluklardan bir bölümünü yeniden belirtmekte yarar görülmektedir.

1- Bürokratik Zorluklar:

Devlet görevlileri konunun ehemmiyetini bilmiyorlar.

Yüzlerce insanın bu yolla iş sahibi olacağına inanmıyorlar.

İşleri çok yavaş yapıyorlar.

Özellikle mali konularda aşırı endişe duyuyorlar.

2-Pazar

Üretimin pazarını hazırlamadan başlanan çok iyi niyetli girişim ne yazık ki kötü bitiyor.

Bol mali kaynak temin eden bürokratlar ya da bol parası olan özel girişiciler kısa sürede kaynakları tüketiyor, geriye bir yığın endişe kalıyor. Bu konuda biraz daha açıklama yapmak gereği duyuyorum:

Mali durumu iyi olan girişimciler dokuyuculara bol ödeme yapıp yüksek fiata malettiği bir ürünü satamayınca bir süre sonra tıkanıp kalıyor. Kendisinin tıkanması önemli değil asıl sorun bundan sonra başlıyor. Yüksek fiata dokuma yaptırdığı insanlara bir başkası dokuma yaptıramıyor. Çünki, dokuyucunun gözü ilk patronun verdiğinde, ikinci, birincinin verdiğini veremeyince dokuyucu da beklediğini elde edinceye kadar dokuma yapmıyor.

Tavsiyeler:

Başlatılacak her girişim için mutlaka konuya ilgi duyan, bu konuda uzman olan kişiler bulunmalıdır.

Yörede mevcut modern fabrika ve diğer tesislerden faydalanma yolları aranmalıdır.

Pazar arayışı süreki olmalıdır.

Bir tasarımcıyla çalışılmalı, üretimin çeşitli alanlarda kullanımı sağlanmalıdır.

Her halükarda devlet desteği alınmalıdır. Ancak bu destek geçici olmalı ve kesinlikle tipik bürokratlarla çalışılmamalıdır.

Her el dokuması için eğitim desteği mutlaka verilmelidir.

NETİCE:

Türk el sanatları ciddi bir kriz yaşamaktadır. O güzelim el emeği göz nuru işlerimiz, iyi organize olamamanın bir sonucu olarak ulusal ve uluslararası piyasalarda boy gösterememektedir.

Biraz da aydınların halka inememesinin bir sonucu olan bu durumu ortadan kaldırmak için bir kamusal kurum ve onu destekleyen özel sektör ciddi şekilde konuyu tartışmalıdır.

Bize göre bidirinin başında sözünü ettiğimiz Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü taşra birimleri yöresel ürünlerin araştırılması, derlenip değerlendirilmesi konusunda ilk girişimleri yapmalıdır. Bu birimle koordineli çalışan, bir nevi danışman olan özel sektör konuyu kasaba boyutundan çıkarıp ulusal tercihlere doğru yönlendirecektir.

Biz, taşra teşkilatı olan Halk Eğitimi Merkezlerini öne sürerken dikkate aldığımız bazı hususları ayrıca açıklamakta fayda görüyoruz.

*Bir kere bu birimler ilin valisi ile yakın temas halinde olabilmekte, bunun sonucu olarak yöresel el sanatlarının ihyasını her fırsatta dile getirebilmektedirler.

*Bir yerel yönetim olan ve oldukça güçlü mali kaynağı bulunan özel idarelerin mali gücünden istifade edilebilmektedir.

*Milli Eğitim Bakanlığı bu konuyu ciddi şekilde ele aldığı takdirde çok iyi yetişmiş öğretim elemanları ile yöresel el sanatlarını yeniden canlandırabilir, tanıtıp pazarlanmasına yardımcı olabilir. Eğitim, Üretim, Pazarlama... Bu üç unsur, 2000’li yıllara koşan Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın dikkatini çekmelidir.

Yorumunuzu Ekleyin

Mersin Folklor Araştırmacıları (Bir Sıtkı Soylu Örneği)

Mersin Üniversitesi’nin bir “Folklor Araştırma ve Dökümantasyon Merkezi” kurmasını ve yaşatmasını, Yine Üniversitemizden yukarıda isimleri ve başlıca eserleri belirtilen Mersin folklor araştırmacılarının öğrencilere tez konusu yapılmasını arzu ederiz.

18,471 Okunma Henüz yorum yapılmamış 10/04/2011 15:00:46

Tebliğle Katıldığı Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlar

Erciyes, İnönü, Fırat, Selçuk ve Mersin Üniversitelerinin düzenlediği bilimsel kongrelerde tebliğ sundu. Kültür bakanlığı'nın düzenlediği Milletlerarası kongrelere katıldı. Mersin'de ve Mut'ta kongreler düzenledi ve tebliğleri kitaplaştırdı.

16,528 Okunma Henüz yorum yapılmamış 27/03/2011 15:03:00

İçel EL Dokumaları

İçel EL Dokumaları ve Günümüze Uyarlanması

11,591 Okunma Henüz yorum yapılmamış 28/03/2011 23:48:28

Yükleniyor...